İlk olarak motivasyon konuşmacısı Mel Robbins’in 2024’te yayınlanan kitabında ortaya atılan Let Them teorisi, diğerlerinin fikirlerinin yahut yargılarının hayatınızı etkilemesine müsaade vermeme durumu olarak tanımlanıyor. Bu teoriyi uygulayan bireyler, öteki insanların aksiyonlarına ve seçimlerine müdahale etmeyi bırakıyor.

Verywell Mind’da yer alan habere nazaran, diğerlerinin ne yaptığıyla ilgilenmemek, kendi hayatınıza daha odaklı olmanızı sağlar. Bu durum, vakitle ruh sıhhatiniz üzerinde olumlu tesirler yaratabilir. Uzmanlar, Let Them teorisi sayesinde hayal kırıklığına uğrama ihtimalinin de azalabileceğini savunuyor.

Michigan’daki Oakland Üniversitesi’nde terapist ve profesör olan Dr. Terri Orbuch, ”Başkalarının fikirlerini yahut aksiyonlarını değiştiremeyeceğimizi kabul etmek önemlidir” kelamlarıyla Let Them teorisinin en kıymetli kuralını açıkladı.

Let Them teorisinde, denetimin büsbütün bırakılması önerilmiyor. Bunun yerine, neyi denetim edebileceğinizi ve neyi denetim edemeyeceğinizi belirlemeniz gerekiyor.

Bu teoriyi pratiğe dökmek güç olsa da, uzun vadede ruh sıhhati üzerinde çeşitli avantajlar sağlıyor. Dr. Orbuch, Let Them teorisi sayesinde daha az kaygı ve gerilim hissedildiğini, bunun sonucunda de daha uyumlu bir insan olunabileceğinin altını çiziyor.

Ancak yeniden de uzmanlar, bu teoriyi uygulamaya çalışırken kültürel beklentilerden diğerlerine yardım etme istikametindeki doğal dileklerimize kadar birçok faktörün mani teşkil edebileceğini söylüyor.

Bu teoriyi hayata geçirenlerin toplum tarafından ”ilgisiz” olarak nitelendirilmesi de, Let Them’in öteki olumsuz sonuçları ortasında yer alabiliyor.